Beyin ve Sinir Cerrahisi
28 Nisan 2023

ibrahim-serhat-kayiran.jpegfahri-recber.jpeg

     BEYİN VE BEYNİN FONKSİYONLARI:

     Beyin kafatasının içinde, beyin zarlarıyla örtülmüş, beyazımtırak ve yumuşakça bir kitle durumundaki sinir organı. Duyum ve bilinç merkezini oluşturan beyin, insanları
hayvanlardan ayıran en önemli organdır. Bu bakımdan insan beyni hayvanlarda görülmeyen bilinç, konuşma, sevinç, üzüntü gibi olayların da  merkezidir. Dış dünya ile
olan maddi ve manevi bütün ilişkiler, duyular aracılığı ile beyne iletilir, orada değerlendirilir ve vücudun gerekli tepkiyi göstermesi ayarlanır. Gri ve beyaz hücrelerden
oluşan beyin, kafatasının arkasında bulunan bir delikle omuriliğe bağlanır. Beyin ve omurilik, üç katlı koruyucu zarla (meninks) sarılıdır. Beyne en yakın olan iç zar ile orta
zar arasında beyin sıvısı denilen bir sıvı bulunur. Anatomik yapıdan beyin, beyin yarıküreleri, orta beyin,  beyincik ve beyin sapından oluşur. Beyin yarıküreleri de “lop”
denilen dört kısma ayrılmıştır. Loplarda duyu organları aracılığıyla alınan duyuların yorumlanması (çiçek kokusu ile yemek kokusunun ayırt edilmesi gibi) ve kaslara hareket
sağlayıcı uyarıcıların yapılması gerçekleşir (yazı yazmak için el ve parmaklara gerekli uyarıların verilmesi gibi). Beyin kabuğunda duyularla ilgili belirli görevleri üstlenmiş
bölgeler vardır; sözgelimi görme merkezi artkafa lobunun kabuğundadır.  Organlardan işlevleri fazla ve duyarlı olanlar için, beyin kabuğunda daha geniş bir bölge ayrılmıştır.
Bu bakımdan beyin kabuğunda en geniş bölge el ve dudak hareketlerine uyaran bölgelerdir. 
                             

      Beyin ve sinir cerrahisinörocerrahi ya da nöroşirürji merkezi ve periferik sinir sistemi bozukluklarının mekanik müdahele yoluyla tedavisini yapan bir cerrahi uzmanlık dalıdır   

     Kalıtsal hastalıklar içinde en sık rastlananlar arasında kafadaki şekil bozuklukları var. Örneğin, çocuğun kafası enlemesine ya da boylamasına normal ölçülerden farklılık
gösteriyor. Üstelik şekil olarak da bariz bir biçimde anormallik oluyor.

     Beyin tümörü: Kafa içi tümör dendiğinde anatomik ve klinik açıdan kafatası boşluğunun içinde gelişen ve beyin dokusuna yerleşen ya da beyne dışarıdan baskı uygulayan
bütün kütleler anlaşılır. Kafa içi tümörleri sinir dokusunun kendi unsurlarından ve bu doku dışındaki unsurlardan (damar ve beyin zarı tümörleri) kaynaklanabilir. 100 bin kişiden
25′inde görülüyor. Tümörler ya beyin hücrelerinden (nöron) ya da beyin kılıfından çıkıyor. İyi huylu olduğu takdirde sorun yok. Ancak kötü huylu ise cerrahi müdahale gerekiyor.

     Belirtileri: Özellikle sabahları uyanıldığında şiddetli başağrıları ve mide bulantısı ile kusma oluyor. Dolayısıyla bu tip durumlarda hemen bir doktora gitmek gerekiyor.
Ayrıca beyin tümörleri vücutta oluşan diğer tümörlere benzemiyor. Çünkü beyin içinde büyüyen tümör, kafa sert olduğu için içerde sıkıştırma yapıyor. Sıkışan bölge işe yaramaz
hale geliyor. Daha sonra da beyin içindeki bölgeler yavaş yavaş zedeleniyor ve hareket, konuşma yetisi gibi fonksiyonları etkileyen merkezler sakatlanıyor. Bir süre sonra ise kişi
elini, ayağını oynatamıyor, felç oluyor. Bu durumda yani beyin fıtıklanmalarında solunum merkezi sıkışıyor ve hasta ölüyor. Kısacası kötü huylu tümörler için cerrahi müdahale
şart oluyor. Ama bu müdahaleden sonra da tümör tekrarlayabiliyor.

      Nedenleri Travma, virüs, ailevi, yatkınlık gibi etmenleri ortayaçıkarmaya yönelik çalışmalar varsa da bu tümörlerin kökeni halen bilinmemektedir. Bazı tümörler belirgin bir
biçimde ‘’embriyonal ve doğumsal’’ dır; bazıları ise yaşamın ileri evrelerinde ortaya çıkar. 

    
BEYİN DAMAR KÖKENLİ HASTALIKLAR GÖRÜLME SIKLIĞI

    Damar kökenli beyin hastalığı 40 yaşın altında oldukça seyrektir. En sık görülen neden pıhtı ile damar tıkanması (yüzde 80), daha az olarak da kanamadır (yüzde 15). Dolaşım
sistemi hasta­lıklarının birçok nedene bağlı olarak arttığı günümüzde, beyin atardamarlarının hastalıkları da oldukça yaygındır. Bu yaygınlığın önemli bir nedeni yaşlı nüfusun
artması ise de, lezyonların yalnız yaşlılarda görülmediği unutulmamalıdır. Hastaların üçte biri orta yaş üzerinde, üretken ve çalışma yaşamı içindeki kişilerdir.


BEYİN CERRAHİSİ HANGİ HASTALIKLARLA İLGİLENİR?

     Beynin ya da omurilik dokusunun içinden kaynaklanan veya ona dışarıdan basarak sorun oluşturan tümörler.

     Beyin dokusunu ya da omuriliği besleyen damarların balonlaşma ( anevrizma)

     Arteriovenöz malformasyon, kavernom gibi rahatsızlıkları

     Karotid stenozu denilen boyun damarlarındaki daralmalar

      Doğumla birlikte olan meningomyelosel gibi sinir sisteminin oluşumu sırasında gelişen rahatsızlıklar, hidrosefali adı verilen ve kabaca beyin boşluklarındaki sıvı miktarının
artışı, ayrıca doğuştan kafatasındaki şekil bozukluklarının tedavisi.

     Bel fıtığı (Lomber disk hastalığı) ve boyun fıtığı başta olmak üzere her türlü omurga hastalıkları

     Kafa ve omurilik yaralanmaları,

     Periferik sinir denilen kol ve bacak sinirlerinin her türlü sıkışması, travma ve kesikleri, tümörlerinin cerrahi tedavisi

     Beyin damarlarının tıkanıklıkları

     Beyin kanamaları

     Ağır epilepsi (sara) hastalığı

     Parkinson hastalığı

     OKB (obsesif kompulsif bozukluk) gibi bir takım psikiyatrik hastalıkların cerrahi tedavisi

     Trigeminal nevralji,ağır kanser ağrıları

     Tik hastalığı (hemifasiyal spazm) (Fonksiyonel nöroşirürji)

     Özellikle son yıllarda "stereotaktik radyocerrahi" isimli yöntemler kullanarak tümör ve beyin damr hastlıklar gibi lezyonların nokta atışı ile kansız, anestezisiz tedavisi.